ÇİN’İ KORKUTAN BOZKURT ! OSMAN BATUR
Osman BATUR; 1899 yılında Altay’ın Köktogay bölgesinde hayata gözlerini açmıştır. Asıl adı Osman İslamoğlu’dur. Osman Batur adını unutulmaz yiğitlik ve kahramanlıkları hasebiyle halkı ona vermiştir. Batur Türkiye’de erkek ismi olarak sıkça kullanılan “Bahadır” kelimesiyle aynı olup, kahraman, yiğit, savaşçı anlamlarına gelmektedir. Adının hakkını fazlasıyla veren Osman Batur, Altay’ın asil ve heybetli duruşunu kanında şerefle taşımış ve Altay dağı kadar asi oluşu da çocuk yaşlarından itibaren gözlemlenmeye başlamıştır. Dini eğitimlerinin yanında, atıcılık ve binicilik eğitimlerine devam etmiştir. 12 yaşına geldiğinde , yaşıtlarından daha heybetli oluşu ve iyi ok atıp, at binmesi nedeniyle Böke Batur’un dikkatini çekmiş, gerilla savaş taktiklerini ve stratejilerini de Böke Batur’dan öğrenmiştir. Böke Batur, Çinlilere yenilerek , Türkiye’ye gelmeye çalışırken yakalanmış ve kafası kesilerek şehit edilmiştir. Bu şanlı direnişin başına , Çin baskılarının giderek arttığı zamanlarda Osman Batur geçmiştir.
Çinlilerin ezici politikalarının giderek arttığı 1940’lı yıllarda Çinli bir kaymakamın Altay’da ibadethanelere girerek , kutsal kitapları yakmasına tepki olarak Uygur Türkleri ,kaymakam ve yanında ki askerleri öldürmüştür. Bunu bahane eden kızıl Çin baskıyı daha da artırmış, toplu katliamlar başlamış, camiler yakılmış, aydınlar idam edilmiş ,halktan silahları istenmiştir. Bunun üzerine Osman Batur “bu gün silahımızı alanlar, yarın canımızı da alırlar. Ben silahımı Çinlilere vermem. İstiyorlarsa ve güçleri yetiyorsa gelip alsınlar! Sözüyle de efsanevi bir mücadeleyi başlatmış bulunmaktaydı. Zalimin zulmune boyun eğmeyen Osman Batur zamanla yanına aldığı Türk gerillaları ile Çin’le mücadele etmeye başlamıştır. 1945’li yıllarda Doğu Türkistan’da birkaç şehir dışında her yer Osman Batur ve Altay- Kazak Türkleri eline geçmiştir. Bu duruma tahammülü kalmayan Çin büyük bir ordu kurarak Osman Batur’un üzerine yürür. Başlarda 30.000 kişi olan Osman Batur’un ordusu artık 2000 kişidir. Çin’ e fazla direnemez. Kızı Aspay’ın da Çinlilerde esir olduğunu öğrenen Osman Batur tek başına Çin askerlerine saldırmış ve esir alınmıştır. Zindanlarda işkenceler görmüş , en son ölümüne karar verilmiştir. Çin Osman Baturdan öyle korkmuştur ki, onu zaptetmek için onlarca asker görevlendirerek, işkenceleri de kalabalık şekillerde yaptırmıştır. Tarihler 29 Nisan’a geldiğinde kolları ve kulakları kesilmiş, kurşuna dizilerek idam edilmiştir. Fakat Çin’in korkusu geçmemiş, Osman Batur’un tüm aile bireylerine işkenceler etmeye devam etmiştir. Karısı Mamey Hatun’un gözü önünde evlatlarını doğramış, kuyulara atmışlardır. Tüm bunlara dayanamayan Osman Batur’un hatunu , kendini nehre atarak hayatına son vermiştir. Bugün bile Çin hükümeti Osman Batur’dan korkmakta ve Türkistan’daki okul müfredatlarında “Osman Batur’dan , Osman Bandıt; yani Eşkıya Osman “ diye bahsetmektedir. Fakat Çinliler ne kadar unutturmaya uğraşmışlarsa da, Adriatikten Çin Seddi’ne kadar tüm Türk Dünyası coğrafyasında Osman Batur ve onurlu mücadelesi unutulmamıştır. “Ben ölebilirim, ama dünya durdukça benim milletim mücadeleye devam edecektir” diyerek bu onurlu mücadelesini ardında ki soydaşlarına bırakmıştır. Osman Batur’a mücadeleden dönelim, bırakıp gidelim diyenlere Osman Batur;
“BEN BU TOPRAKLARI TERK EDİP KAÇMAM. BU BANA YAKIŞMAZ. OSMAN BATUR ÖLMEKTEN KORKTU, CANINI VERMEKTEN KORKTU, KAÇIP KENDİNİ KURTARDI, MİLLETİNİ, YURDUNU, KAVGASINI, ÜLKÜSÜNÜ TERK ETTİ DEDİRTMEM. BEN BU TOPRAKLARDA DOĞDUM. ÖLECEKSEM YİNE BURADA, BU TOPRAKLAR İÇİN ÖLECEĞİM. YAŞAMAK İÇİN KAÇMAK BANA YAKIŞMAZ. BANA UYMAZ. İNANCIMA, İMANIMA TÜRKLÜĞÜME TERS GELİR.” cevabını vermiştir.
Bu şanlı mücadele ruhu bu günde devam etmek zorundadır. Bizler bu mücadelenin yetim kalmasına izin veremeyiz. Doğu Türkistan’da bulunan soydaşlarımıza yapılan acımasız işkenceler, katliamlar amansız bir hal almıştır. Dünyanın gözlerini yumarak, kulaklarını tıkadığı Doğu Türkistan’a ve Osman Batur’un emanet ettiği haklı davasına bizler sahip çıkmak zorundayız. “Bir gün biz kafirleri yine çöllerin öbür tarafına atacağız. Sayıları Taklamakan Çölü’nde ki kum taneleri kadar olsa bile.” diyerek bu haklı mücadeleye inanmamız gerektiğinin bir kez daha farkına varmamızı sağlayan, ÇİN’İ KORKUTAN BOZKURT OSMAN BATUR’U VE YOL ARKADAŞLARINI MİNNET VE SAYGIYLA ANIYORUZ.
Yazan: Zeynep CANBABA
Yorum gönder