Sürgünlerde Yeşerdik

Rahmetli Atsız Beğ’in “Yeşermesi etkiğimiz tohumun haktır. İşte o gün ruhlarımız şad olacaktır” sözüne binaen yıllarca vatanlarına hasret kalmış Ahıskalı soydaşlarımızı ayakta tutan tohumlar , umutları olmuştur. 14 Kasım’ı 15 Kasım’a bağlayan gecede ,Stalin ( SSCB ) askerleri Ahıska Türklerin’i , ” yanınıza en önemli eşyalarınızı alın diyerek” sonunu bilmedikleri bir yolculuğa çıkarmıştır. Sürgün…

Çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan soydaşlarımız yurtlarından zorla çıkarılmanın acısı ve hüznüyle yıllarca , bu acı günlere bir neden aramışlardır. Nedeni bellidir. Tek suçları Türk olmaktır. Alman- Rus savaşında Ahıska Türklerini tehdit olarak gören Sovyet  rejimi , onların ihanet etme olasılığına karşı, bir  gecede Ardahan’a 15 kilometrelik sınırı olan Ahıska’daki soydaşlarımızı topraklarından koparmışdır. Evlerinden zorla çıkarılıp, tarlalara toplanan soydaşlarımız oradan tren garlarına taşınmıştır. Beyinlerini kemiren o soruyla , nereye ve niye ? Artık bilinmezliğe doğru gitme vakitleri gelmiştir.  Beşer, onar trenlerin hayvan vagonlarına doluşturulmuşlardır. O kargaşa da çocuğunu,  eşini,  kardeşini,  babasını,  annesini arayıpta bulamayan onlarca soydaşımız vardı.  Ahıska Türkleri’nin en yakın akrabalarının bir mezarının olmasına bile izin verilmemiş, hayvan vagonlarında aylarca süren yolculukta, açlıktan,  hastalıktan, yorgunluktan, soğuktan vb. nedenlerden  ölen insanlar, trenden aşağı bırakılmışlardır. Ve aylarca süren çileli yolculuk  sonunda bittiğinde çoğunluğu Kırgızistan, Özbekistan ve Tacikistan sınırlarının kesişme noktası olan Fergana’ya yerleşmiştir. Tabi ki gittikleri yerlerde rahat olacaklarını uman Ahıska Türkleri, umduklarını kendi soydaşlarından da bulamamıştır. 

Tarihe acı bir şekilde geçen “Fergana Olayı”nda 1944 sürgününden sonra ikinci kez sürülmüşlerdir. 45 yıl sonra , patlak veren olaylar Ahıska Türklerini tekrar sürgüne zorlamıştır. Ahıska Türkleri buradan Askeri uçaklarla Rusya’nın vilayetlerine taşınmıştır.  Ardından Ukrayna’daki çatışmaların ve iç savaşın artması sebebiyle , Ahıska Türkleri Türkiye’ye getirilmiş ve  bir kısmı da Erzincan’ın Üzümlü ilçesine yerleşmiştir.

Ahıska Türklerinin hayatlarının acı, hüzün, göz yaşı ve özlemle geçmesine sebep olan sürgünü unutmamak

ve unutturmamak amacıyla, Erzincan’ın Üzümlü ilçesine yerleştirilmiş olan

Ahıskalı teyzemizle yaptığımız röportaj:

Teyzecim sürgün zamanını gördünüz mü ?

-Yavrum sürgün vaxtıı benim pek hatrımda yohtur. O vaxıtlarda yaşım küççügümüş. Ama atamdan dinleyirdim. Bir gardaşım sürgünde gırılmış. ( ölmüş )  Bir gardaşımda saldatımış. (asker)  Ondan sonra heç xaber alınmamış. Çox insanlar gırılmış. Çox insanlar hastalıh gapmış. Yollarda perişan olunmuş . Açlık sefillik görürlermiş. Özbeg’e vardıhlarında torpah işleyirlermiş. Ama Özbeg’de de bizi gırdılar guzum. Çox dövüş oldu. Ben oxuma bilmem amaa çox şey yaşadım onu bilirem. Ordan da gorhtuk gaçtıh biz. Ukrayna’ya vardıh. Oradakiler iyidiler. Bize hiç garışmazlardı. Ama vetan bize burası yavrumcan. Ezanlarımızın oxunduğu bu yer vatan bize. Atam hep deyirdi ki “Türkiye vetanımız, Ahıska memleketimiz”. Biz vetandayıh. Çox zor vetandan uzah galmak. Sanki yüregin orda galirda ruhun başka yerlerde gidir. Allah kimseyi vetansız goymasın.

Peki şimdi yakın akrabalarınızla mı yaşıyorsunuz?

Kimim var ki yavrum. Anam atamda öldi benim.  Hacı var oğulcanlarım var. Gelin gızlarim var aha da bir de bu torunlar var. Biz yaşadıh kötü vaxıtları. Diliyerem ki oğulcanlarım yaşamasın.  Kolay mudur vetandan uzagda ordan oraya savrulmah gızım. Bah gocadıh biz. Çox gocadıh. Anam atam Özbeg’de( kabirleri ) ben ölünce burda vetanda olacam. Buna şükür.

Allah o günleri bir daha yaşatmasın. Sürgünde hayatını kaybedenlerin ruhları şad olsun.

Ahıska bir gül idi gitti. / Bir ehli dil idi gitti. / Söyleyin Sultan Mahmud’a. / İstanbul’un kilidi gitti.

Yazar: Zeynep Canbaba

Yorum gönder

Okumamış olabilirsin :)