“Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar Hakkında Kanun” hakkında
Toplumda bazı kesimler “Atatürk kanunla korunuyor”, “5816 saylı kanun kaldırılsın” cümlesi kullanıyor. Bunu söyleyen kesimin çoğu 5816 sayılı kanun hakkında bazı bilgileri yanlış biliyor. Her şeyden önce 5816 sayılı kanunun adı,“Atatürk’ü Koruma Kanunu “ değil, “Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar Hakkında Kanun”dur. Bu kanun Atatürk ya da İsmet İnönü devirlerindeki Cümhuriyet Halk Partisi devirlerinde çıkarılmamıştır., Adnan Menderes’in Demokrat Partisi tarafından çıkarılmıştır. 25 Temmuz 1951tarihinde bu kanun çıkarılmış, 31 Temmuz 1951 tarihinde ise Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir.

Kanunun 1. maddesine göre “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir. “

Atatürk’ün inkilaplarına hükumetde olduğu zaman karşı çıkan ve değişiklikler eden Menderes’in burada maksatı şunlardır:
Birincisi: O günlerde Nurcuların ve Ticanilerin Atatürk heykellerine yönelik artan saldırılarının[3] DP’ya zarar vermesinin karşısını almak;
İkincisi: İsmet İnönü’nün CHP’sine karşı Atatürk’ü koz olarak kullanarak CHP’yi Atatürk’le vurmak istemiştir. Demokrat Parti bir taraftan Atatürk’ü Koruma Kanunu çıkarırken, diğer taraftan ise Atatürk heykellerinin, Atatürk büstlerinin sayısını artırmış ve paralardan Atatürkün vefatı sonrası koyulan İnönü fotoğraflarını çıkarıp yeniden Atatürk fotoğraflarını koymuştur.
En önemlisi Atatürk’ün, “Ben öldükten sonra beni kanunla koruyun!” diye hiç bir yerde vasiyeti ya da nutku yoktur. Atatürk, her zaman Cumhuriyet’in korunmasını istemiştir. “Benim için bir taraflık vardır: Bir tarafım, o da Cumhuriyet taraftarlığı; fikri, içtimai inkılap taraftarlığı, “ [4] diyen Atatürk, 1931’de Antalya gezisi sonrasında yetkililere ulaştırdığı notlarından biri:
“Bir, Cumhuriyeti ve rejimi koruma kanunu neşredilmelidir. Bu kanunda, bizzat Cumhuriyet aleyhinde olduğu gibi onun temellerini teşkil eden inkılap kanunları aleyhinde fiilen hareket veya harekete teşvik veyahut bu bapta söz ve yazı ile telkin, ağır ceza müeyyidelerine bağlanmalıdır. ” [5]
Yani Atatürk , “Cumhuriyeti ve Rejimi Koruma Kanunu “ çıkarılmasını istemiştir. Atatürk, 1930-1931 yıllarına ait olan seyahat notlarının “Netice ve Hülasa” başlıklı son bölümünde yapılması gerekenleri sıralamıştır. İlk olarak“CUMHURİYETİ ve onun temelleri olan bütün inkılap neticelerini herkese hürmetle tanıtacak bir KORUMA KANUNU lazımdır”[6] notunu vurgulamıştır. Ayrıca, Atatürk “Benim müstesna olduğuma dair bir kanun yoktur” [7]demiştir.
Dünyadaki devletlerinde devlet tarihinde önemli rol oynamış şahıslara hakaret edenlere ceza verilir. Lèse-majesté terimi vardır. Bunun manası “Egemen olan hükümdar veya ülkeye karşı işlenen suç” anlamına gelmektedir. Murat Bardakçı bir televizyon programında devlet adamına hakaret edenlerin dünyanın çoğu yerinde cezalandığını söylüyor[8]. İspanya, İtalya, Almanya, İsviçre ve.b ülkelerde de devlet başkanına hakaret etmek suçtur. Böyle hadiselere ait bazı kaynaklar aşağıda olacaktır. [9]
Kaldı ki, 5816 saylı kanunun artık hiç bir değeri kalmamıştır. 1950’lerden itibaren başlayan, 1990’lardan sonra ise daha da artan saldırıların artık haddi hesabı yoktur. Kanunda görüldüğü gibi Atatürk’ü eleştirenlerle ilgili bir ceza yoktur. Atatürk’e hakaret edenler ceza alır. Lakin, artık son yıllarda “Kurtuluş Savaşı yoktur, İngiliz’lerin planıdır”, “İnönü, Sakarya savaşları olmadı”, “Atatürk’ün annesi ahlaksız bir kadındır”, “Mustafa Kemal Türk değil, yahudi, siyonistdir” , “Mustafa Kemal’in babası belli değildir” diye çirkin iftiralar atılıyor. Hatta, bu iftiraları televizyon programlarında sözde “tarihçiler”, sözde “din adamları” söylüyor ve ceza almıyorlar. Atatürk’e atılan iftiraların çoğu Cengiz Özakıncı ve Ali Güler’in dediği gibi İngiliz istihbaratının oyunlarıdır. Sinan Meydan’ın dediği gibi 10 Kasım 1938 tarihinde sadece bedenen aramızdan ayrılmıştır. Atatürk 1938’den beri her dönem öldürülmek isteniyor.
Yazıda görüldüğü üzerine kanun Atatürk’ün vefatından 12 yıl sonra çıkarılmıştır. Bu sebeptendir ki, Atatürk’ü hiç bir zaman hiç kimse suçlayamaz.
Kaldı ki, Atatürk büyük Türk milletinin başbuğudur. Tarihteki her Türk büyüğüne olduğu gibi Atatürk’e de saygı gösterilmelidir. “Atatürk kanunla korunuyor” diyenler Atatürk yaşadığı dönem Türk milletini mahvolmaktan korudu, 10 Kasım 1938’den sonsuzluğa kadar da büyük Türk Milleti Atatürk’ü koruyacaktır. Başbuğ’u saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz.
Kaynakça
[1] Resmi Gazete, 31 Temmuz 1951, S. 7872. https://resmigazete.gov.tr/arsiv/7872.pdf
[2] https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.5816.pdf
[3] Bir soru önergesi üzerine İçişleri Bakanı Halil Özyürek’in Meclis kürsüsünden açıkladığı rakamlara göre 10 Kasım 1935’de ölümünden 14 Mayıs 1950’de DP’nin iktidar olmasına kadar geçen 11.5 yıllık sürede ” Atatürk’ün manevi varlığına” 51, fotoğraflarına 12, heykel ve büstlerine 4 saldırı olmuştur. DP’nin iktidara gelmesinden sonraki 1 1.5 aylık sürede ise büst ve heykellerine 9, manevi şahsiyetine ve fotoğraflarına 6 saldırı olmuştur. CHP döneminde yılda onalama 6 olan saldırı sayısı, DP iktidarında iki buçuk kat artarak 15’e varmıştır. Ayrıca saldırılar özellikle heykellere yoğunlaşmıştır.[Sinan Meydan, “Panzehir Gerçeğe Çağrı”, İstanbul 2015, İnkilap Yayınevi, İstanbul ,s.360/664 numaralı dipnot]
[4] “Atatürk’ün Söylev ve DemeçIeri”, C 2, der. Nimet Unan, Ankara, 1 959, s. 189; Necati Gündüz, “Atatürk çağı ve Zihniyeti”, s. 83, 90;aktaran: Sinan Meydan, “Panzehir Gerçeğe Çağrı”, İstanbul 2015, İnkilap Yayınevi, İstanbul s.361
[5] Gürbüz Tüfekçi, “Atatürk Seyahat Notları (1930-1931)”, 2. bas., İstanbul, 1998, s. 84;aktaran: Sinan Meydan, “Panzehir Gerçeğe Çağrı”, İstanbul 2015, İnkilap Yayınevi, İstanbul s.361
[6] Gürbüz Tüfekçi, “Atatürk Seyahat Notları (1930-1931)”, 2. bas., İstanbul, 1998, s. 114;aktaran: Sinan Meydan, “Panzehir Gerçeğe Çağrı”, İstanbul 2015, İnkilap Yayınevi, İstanbul s.361
[7] “Atatürk’ün Söylev ve DemeçIeri”, C 1, der. Nimet Unan, Ankara, 1945, s. 273; Utkan Kocatürk, “Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri”, Ankara, 1969, s. 295; Necati Gündüz, “Atatürk çağı ve Zihniyeti”. 205. ;aktaran: Sinan Meydan, “Panzehir Gerçeğe Çağrı”, İstanbul 2015, İnkilap Yayınevi, İstanbul s.361
[8] Murat Bardakçı | Pelin Çift İle Gündem Ötesi 139.Bölüm
[9] http://www.haber7.com/dunya/haber/2556176-krala-hirsiz-dedi-hapse-girdi ; https://www.haberturk.com/zimbabwe-devlet-baskani-na-hakaretten-tutuklandi-1702197; https://www.dogrula.org/dunyada-devlet-buyuklerine-hakaret/
Yorum gönder