TÜRK ULUSUNA NAÇİZANE SESLENİŞ

Türk doğup, Türk yaşamanın ve Türk ölmenin gayesini kendisine en kutlu bilen bir kardeşiniz olarak gördüğümüz manzaraya karşın aşık olduğum şanlı tarihimizden bu manzaralar hakkında dersler çıkararak bir çift söz söylemeyi ve en azından Türk milletinin yüksek bilincine bir nebzede olsa katkıda bulunmayı ve üstümüzdeki ölü toprağını atmak hususunda dilimiz döndüğünce ufak bir hatırlatma yapmayı kendime görev ve borç bilirim…

Binlerce yıllık köklü töresince asla başsız, Hakansız ve Töresiz kalmamış yüce ulusumuzun bugün çektiği sıkıntılar yaşadığı ateş çemberi coğrafya içinde elinde bir tek Türklüğü ve bağımsızlığı kalmış olan bu aziz milletin bugün gerçek manada öndersiz, başsız ve töresiz kalmış olmasıdır. Siyasetin günlük menfi kavgaları içinde ülküsüz, günü kurtarmaya yönelik adımlarla devam ettiğimiz sürece bu ateş çemberinde ağır imtihanlar vermek Türklüğümüz için kaçınılmaz olacaktır. Oysa üreten, bilgiye değer veren ve tarihinden her anlamda dersler çıkaranlar toplumlar bugün büyük güçler haline gelmişlerdir üstelik Türk ulusu kadar köklü bir millet ve devlet geleneği, geçmişi olmadığı halde.

Bugün Türk devletleri ve Türk ulusu hiç olmadığı kadar birbirini desteklemek, özellikle Rusya içerisindeki Türk topluluklarına destekte bulunarak stratejik adımlar atarak Avrasya olarak adlandırılan bir alanda elini güçlü tutmalıdır. Türk halkı bunun bilincinde olmalı, vatan kavramını evi, köyü, ,ilçesi, ili ve ülkesi olarak sınırlandırmamalıdır. Çünkü bu bahsettiklerimiz halka mal olmazsa siyasetin gündeminde hiç yer almamaktadır ve böyle giderse de almayacaktır. Bugün tüm Türklerin bir ve beraber olmasını bilinçli bir şekilde isteyen, çaba sarf eden, çalışan Türkçülerdir. Aslında bu durum siyasetinde üstünde olan bir olgudur fakat mevcut sistemde siyasetin konusu olmak durumundadır.

Atatürk, Türk Devletini kurarken de bunun için İstiklal mücadelesi verirken de Türk ulusundan, Türk tarihinden ve bizzat Türklüğünden ilham almıştır. Bundan olacak ki bugün de işittiğimiz “Atatürk ortalığa bir Türklük dehşeti saçmıştı” sözü söylenmiştir. Sözlerimi toparlayacak olursam özetle; Türk milletinin kurtuluşu, gelişimi ve güçlü olması Orhun yazıtlarından, Kaşgarlı Mahmut’a Ahmet Yesevilerden Yusuf Has Haciplere kısacası Tarihe kulak verip önümüzü aydınlatarak geleceğe adımlar atmak, Türklük şuuru ile çok çalışmaya, her alanda bilimsel çalışmalara ve tarihi ile geleceği arasında bağ kurmasına bağlıdır. Dünyada soydaşından başka dostu olmayan bizler her zaman çok güçlü olmak zorundayız fakat bunun için önce düşünce dünyamızı değiştirmeli sonra da üzerimizdeki ölü toprağını atıp çalışmaya koyulmalı ve asla ödün vermemeliyiz. İçimizden nice Kürşadlar, Fatihler, Enverler ve Mustafa Kemaller çıkacaktır. İşte o zaman Atatürk’ün bize seslenişi ile “Kurtarıcı beklemeyin, Kurtarıcı siz olun!” sözlerine kulak vererek Türk töresini ihya edecek ve bu yüce ulusu kıyamete dek güçlü kılacağız.

“Bırakın dört yönden şaha kalksın yalnızlık Yeter ki siz unutmayın gümüş kabzalara sinmiş çağları Ve emin siperlerin ardında hırsla soluyan tuğları!”

Saygılarımla…

Yorum gönder

Okumamış olabilirsin :)